Fazıl Say ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmesi üzerine

Fazıl Say ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmesi üzerine

Fazıl Say’ın annesinin vefatı üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisini arayıp taziyelerini iletmesi üzerine başlayan tartışmayı İsmail Kılıçarslan toparladı! Gündelik politika dilinin toplumu ne hale getirdiğini yazdı Kılıçarslan.

Özellikle sosyal medya üzerinden başlayan tartışmayı ve ulusal medya tarafından da kullanılan kışkırtıcı dili eleştiriyor Kılıçarslan Yeni Şafak’taki yazısında. “Hiç mi izanımız kalmadı? Hiç mi edebimiz kalmadı?” sorusunu da yönelten Kılıçarslan, yazısının bir bölümünde şöyle diyor:

Açık açık konuşmak lazım… Gündelik hayatımız her geçen gün daha da çekilmez hale geliyor. Gündelik politika dilinin kuşatması ve belirlemesi altında her geçen gün sosyolojik kopukluklar biraz daha derinleşiyor. Ve bunu siz ya da biz değil, elbirliği ile hepimiz yapıyoruz.

Şu son örneği takip ettiniz mi bilmem? Fazıl Say annesini kaybetti. Allah rahmet eylesin. Fazıl Say’ın başı sağ olsun. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurreisi de bir Türk sanatçısı olan Fazıl Say’ı telefonla aradı ve taziyelerini iletti.

Buraya kadar her şey yolunda ve normal mi? Elbette. Aradığımız, istediğimiz normallik tam olarak bu.

Fakat bundan sonrası fevkalade karışık…

Öncelikle Fazıl Say, annesinin cenazesinde namaza durdu diye ağız dolusu hakaretler okuduk, işittik bazılarından.

En hafifi “hani bu adam ateistti, ne ara imana geldi?” cümlesi oldu. Sana ne. Tekrar ediyorum. “Sa-na-ne!” Belki bir süre önce ateizmden vazgeçti adam. Hidayete erdi. Belki hiç ateist değildi. Belki de hâlâ ateist ama annesine hürmeten cenaze namazı kılıyor. Sana ne yahu? Annesini kaybetmiş ve ona son vazifesini yapmak isteyen bir insana hakaret etmekle elde edeceğin şey nedir? İnsanın acısıyla hayasızca dalga geçerek elde edeceğin şey nedir?

Yanlış anlaşılma olmasın. Fazıl Say’la ve onun o saçma sapan aşağılamaları ile aram hiç hoş değildir. Halkını ve ülkesini aşağılamayı marifet biliyor olmasından hiç hazzetmem. Ama be kardeşim. Cenaze bu yahu… Annesini kaybetmiş adam. Hiç mi izanımız kalmadı? Hiç mi edebimiz kalmadı?

Geldik bıçağın öteki ucuna. Orada da belli ki Cumhurreis Fazıl Say’ı aradığı için panikleyip kocaman puntolarla “Fazıl Say: Bir müzik resulü” diye başlık atan Cumhuriyet Gazetesi var. Yahu bir rahat bırakın artık insan teklerini. Acılarını yaşasınlar. Annelerini gömsünler. “En küçük bir fırsatı bile kaçırmayıp Müslümanları üzmeliyiz” diye ant mı içtiniz kendi kendinize? Bu kadar mı aymazsınız? “Resul” kavramını sıradan bir insan için kullanmanın bu ülkedeki milyonlarca insanı üzeceğini hiç mi aklınıza getirmediniz? Bu kadar mı kararttı gözünüzü gündelik politika?

Yazık bize, gerçekten yazık.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *