Hindistan Cevizi Yağı tartışması

Hindistan Cevizi Yağı tartışması

Harvard’lı profesör Karin Michels, hindistan cevizi yağının saf zehir olduğunu ve tüketilmemesi gerektiğini söylerken, Prof.Ahmet Rasim Küçükusta ise, üretim aşamasında faydalı özelliklerin kaybedildiğini bildirdi.

Prof.Dr. Ahmet Rasim Küçükusta kendisine ait internet sayfasında konuyu şöyle değerlendirdi:

Harvard’lı uzmanlardan Prof. Dr. Karin Michels, YouTube’da “Kokosöl und Andere Ernährungsirrtümer” (Hindistan cevizi yağı ve diğer beslenme hataları) başlıklı 50 dakikalık Almanca konuşmasında Hindistan cevizi yağını (HCY) yerden yere vuruyor (1).

Bir kısım etıbbanın göbek eriten, beyini canlandıran özellikleriyle “süper gıda” unvanına layık gördüğü bu yağ için “pür zehir” ifadesini kullanıyor ve “yiyebileceğiniz en kötü yağ” diyor.

Amerikan Kalp Derneği de tıpkı Michel gibi düşünüyor, kaynağına bakmadan tüm doymuş yağlara karşı çıkıyor: Doymuş yağlar kolesterolü yükseltir, kolesterol de damarları tıkar!

Hindistan cevizi yağı nedir?
Yüzde 82’ si doymuş yağlardan oluşan HCY, antioksidan etkileri olan fitokimyasallardan da zengindir.

Bu yağlar kısaca MCT (medium chain triglyceride) adı verilen türdendir.

Hindistan cevizindeki yağ asitlerinin yüzde 50’ si laurik asittir ve laurik asit hazmedildiğinden “monolauruin” oluşur.

Sağlığa faydaları
Hindistan cevizi yağı, tabii ortamda yetiştirilen hayvanlara ait ürünlerdeki doymuş yağlar gibi sağlıklı bir hayat için elzem olan yağ türüdür.

İyi kolesterolü artırır, kötü kolesterolün daha zararsız formlara dönüşmesini sağlar yani kötü kolesterolü azaltır.

Yağ yakımını da artırır.

HCY, muhtemelen ketonlar vasıtasıyla açlığı azaltır.

Keton cisimlerin artışı epileptik çocuklarda nöbetleri de önleyebilir, beyin hücreleri için enerji sağlayarak Alzheimer belirtilerini azaltabilir.

Hem laurik asit hem monolaurinin bakteri, virüs ve mantarları öldürücü etkileri vardır (2).

Hindistan cevizi yağı nasıl zararlı hale geliyor?
Önemli olan yağın Hindistan cevizinden yüksek sıcaklık ve solventler kullanılmadan tabii metotlarla çıkarılmasıdır.

Dr. Michel endüstrinin margarin ve bitkisel yağlarını koruyup kollarken ”Şecaat arz ederken merdikıpti sirkatin söyler” misali endüstrinin de foyasını ortaya çıkarıyor.

Farkında olmadan endüstriyel işlemlerin faydalı yağları nasıl zararlı hale geldiğini ikrar ediyor.

Bu, mutfaklarımızın kraliçesi zeytinyağı için de geçerlidir, zeytinyağı da endüstriyel işlemlere maruz kaldığında faydalı özelliklerini kaybeder, zararlı olmaya başlar.

Asıl yenmesi gereken, faydalı olan soğuk sıkım zeytinyağıdır, işlenmiş riviera türü yağlar faydadan çok zararlıdır.

Gelelim neticeye
BİR: Margarin sektörüyle menfaat münasebetleri olduğundan hiç şüphem olmayan Profesör Michel halt etmiş.

Hindistan cevizinin kendisi de endüstriyel işlemlere başvurulmadan ilkel metotlarla yani anam-babam usulü üretilen yağı da faydalı besinlerdir.

Yarın, nemalandığı endüstri HCY üretmeye başladığında nasıl kıvıracak merak ediyorum.

İKİ: Modern tıp bilim adamlarının beslenme tavsiyeleri insan sağlığını değil, endüstrinin menfaatlerini dikkate alır.

Temel felsefeleri atalarımızın binlerce senedir yiyeceklerini karalamak, endüstrinin işlenmiş, paketlenmiş ürünlerine methiyeler düzmektir.

ÜÇ: Endüstrinin biri diğerini tutmayan “konjonktüre” uygun bilimsel tavsiyelerine kanmayın.

Çamur attıkları yumurta ve tereyağından özür dilediklerini unutmayın.

Atalarınızın neleri, nasıl yediklerine bakın ve onların yolundan ayrılmayın.

Kaynaklar:
1.https://www.youtube.com/watch?v=Mnc_aoN7lMM&feature=youtu.be

2.https://www.healthline.com/nutrition/top-10-evidence-based-health-benefits-of-coconut-oil

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • hakan
    25 Ağustos 2018, 20:37

    "Atalarınızın neleri, nasıl yediklerine bakın ve onların yolundan ayrılmayın."
    Yani atalar dinine bağlı kalın…

    REPLY