BM Lübnan Özel Temsilcisinden Hizbullah’a ‘silah bırak’ çağrısı

BM Lübnan Özel Temsilcisinden Hizbullah’a ‘silah bırak’ çağrısı

Lübnanlı yöneticilere seslenen BM Lübnan Özel Temsilcisi Pernille Dahler Kardel, İsrail’le savaş tehdidine rağmen, başta Hizbullah olmak üzere tüm örgütlerin silah bırakmasını, bunun için de hızlı bir şekilde “ulusal birlik hükümeti” kurulması çağrısında bulundu.

BM Güvenlik Konseyi’nde düzenlenen kapalı oturumda yaptığı konuşma sonrasında Lübnan’daki son durumu Şarku’l Avsat’a değerlendiren Kardel, şöyle konuştu:

“Uluslararası toplum, Lübnan’a ilgi gösteriyor, ona yönelik güçlü desteğini ifade ediyor. Lübnan’ın bölgedeki çatışma ve kriz dalgasından etkilenmeden istikrarını koruyabilmesi için onunla birlikte çalışıyor.”

“Hükümet kurma süreci hızlanmalı”

Lübnan’da yapılan son genel seçimleri başarılı bulduğunu ifade eden Dahler Kardel, “Hükümet kurma sürecinin uzaması kaygı verici. Çünkü bu konuda yaşanan gecikme, Lübnan’ın birlik olup olmayacağıyla ilgili endişelere yol açıyor. Bu gecikmenin muhtemel sonuçları olacaktır. Lübnan, uluslararası toplumla önemli ortaklıklarını sürdürecek bir birlik hükümetine (ulusal birlik hükümetine) ihtiyaç duymakta” şeklinde konuştu.

Lübnan’da kurulacak olan hükümette Hizbullah’ın yer almasına ilişkin ABD’den yükselen itirazı da değerlendiren Kardel, “BM’de bulunan beş daimi üye ülkenin Lübnan’ı desteklediğini gördüm. Bu bağlamda ABD de aynı şekilde ülkede birleştirici bir ulusal birlik hükümetinin kurulması noktasında hemfikir” dedi.

Uluslararası toplumun Hizbullah’ın silah bırakmasıyla ilgili talepleri noktasında, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in 1701 sayılı kararın uygulanmasına ilişkin yakın tarihli raporuna işaret eden BM Lübnan Özel Temsilcisi, şunları söyledi:

“Yasadışı örgütlerin silah bırakması, Lübnan’ın istikrarı açısından oldukça önemli. Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın ulusal diyalog çerçevesinde ulusal savunma stratejisi üzerine görüşmeler yapmayı planladığını gözlemledim. Bu diyaloğun, Lübnan yönetimi ve ülkenin dinamikleriyle yapılması gerekir. Bu diyaloğun ayrıca ulusal savunma stratejisi bağlamında Lübnan’ın ortakları ile bölgedeki gelişmeler arasında bağlantı kurması, uluslararası görevleri içermesi, kapsamlı ve sürdürülebilir olması gerekir.”

Lübnan, bölgesel çatışmalara girmesin

Kardel, bölgedeki çatışmalara, özellikle de Hizbullah’ın karıştığı Suriye’deki krize sürüklenmemek için Lübnanlı çevrelere Baabda Bildirgesi ve Tarafsızlık Politikası’na bağlı kalmaları çağrısında bulundu. Kardel, “Lübnan, bölgesel çatışmalarda herhangi bir tarafı tutması durumunda bunun sorumluluğunu yüklenemez” dedi.

Lübnan’daki Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmesiyle ilgili gündemdeki tartışmalara değinen Kardel, şu ifadeleri kullandı:

“Mülteci konusu, Lübnan’ın bir süredir gayet haklı gerekçelerle izlediği siyasi ajandasına dayanıyor. Son aylarda mültecilerin dönüşünün nasıl gerçekleşeceğiyle ilgili sık sık tartışmalara şahit olunuyor. Lübnanlı yetkililerin ve yöneticilerin bu süreçte uluslararası ilkelere bağlı kalarak mültecilerin zorla dönmeleri için dayatmada bulunmamalarını takdirle karşılıyorum. Zaten bazıları gönüllü oarak geri döndü. Bu sürecin olabildiğince başarılı bir şekilde yürütülmesini arzuluyoruz. BM, Lübnan’daki mültecilere geçici gözüyle bakıyor. Şartlar olgunlaştığında ise bunların gönüllü bir şekilde dönebilmelerini sağlamak için çözüm arayışlarını sürdürüyor. Ancak geri dönmelerinin mümkün olmadığını anladığımız vakit alternatif çözümler üretmeliyiz. Ayrıca mültecilerin dönüşüne ilişkin, BM’nin resmi girişimleri kapsamında Lübnan ve Ürdün’de merkezlerin kurulup kurulamayacağıyla ilgili bir şey söylemek için henüz erken olduğunu düşünüyorum.”

İran’la gerginleşen fay hatlarının bir sonucu olarak, Lübnan’ın bir taraftan Suriye, diğer taraftan ise İsrail ile olası bir savaşa girme ihtimalinden duyulan endişelere de değinen Kalder, sözlerine şöyle devam etti:

“Elbette bu endişeleri hissediyorum. Biz bu konuda her zaman endişe duyduk. Çatışmaların sınır hattı üzerinden Lübnan’a yayılma riskini azaltmak için tüm taraflarla ilgili çalışmalar sürüyor. Bu çalışmalar birkaç şekilde yürütülüyor;

1-Tarafsızlık politikası,

2- Lübnan ve İsrail arasındaki sınırda “yanlış anlaşılma olasılığını azaltmak” adına Mavi Hat konusundaki anlaşmazlıkların giderilmesi,

3- Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü’nün (UNIFIL) gözetiminde, İsrail ile Lübnan orduları arasında sürdürülen ‘üçlü mekanizma’ adımı.”

Kardel, İsrail ve Lübnan arasında çatışma yaşanmaması için tarafların oldukça yapıcı çalışmalara imza attığına işaret ederek, “Sanırım hiç kimse Mavi Hat üzerinde çatışma çıkmasını istemez” şeklinde konuştu.

Kardel, UNIFIL’in yenilenmesiyle ilgili ise değişikliklerin teknik mi yoksa düzenlemeler şeklinde mi olacağı sorusuna ise “1978’de kurulan ve 2006 savaşından sonra etkisi artan UNIFIL’in çalışmalarında büyük değişikliklerin olacağını sanmıyorum” şeklinde yanıt verdi.

Bu arada ülkenin güneyinde konuşlu UNIFIL’in görev süresi, önümüzdeki ay sonu bitiyor. Ancak Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Pazartesi günü UNIFIL’in görev süresinin yenilenmesini talep etmişti.

Öte yandan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Temmuz ayı dönem Başkanı ve İsveç’in BM Daimi Temsilcisi Olof Skoog, toplantı sonrasında açıklama yaparak Lübnan’da birlik hükümeti kurulmasına yönelik umutlarını yineledi.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *