Sigara’nın kansere etkisi yüzde 70

Sigara’nın kansere etkisi yüzde 70

Prof. Dr. Metin Güden, “Günümüzde 100 kanser vakasının 70’inden sigara sorumludur. Kansere etki eden diğer faktörler ışınlar, enfeksiyonlar, beslenme ve kilo” dedi.

Okan Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Metin Güden, kanserde doğru bilinen yanlışları anlattı. Milliyet gazetesinin yer verdiği haberde, kanserleşme sürecinde hücrenin kendiliğinden bozulabildiği gibi bozulmanın çoğu zaman dış faktörlerden kaynaklandığını kaydeden Güden, “Bunların başında sigara gelir. Günümüzde 100 kanserin 70’inden sigara sorumludur. İnsanlar sigara içmemiş olsaydı, kanserin görülme oranı yüzde 70 azalacaktı. Kansere etki eden diğer faktörler ise iyonize yeteneği olan yüksek enerjili ışınlar, enfeksiyonlar, kimyasallar, beslenme, kilo ve hormonal yapılardır” değerlendirmesini yaptı.

Güden doğru bilinen yanlışları ise şöyle sıraladı:

“Kanser görülme sıklığı, sanılanın aksine artmamaktadır. 1975 yılında her yüz bin kişiden 400’ü kanser olurken, 2014 yılında bu oran 442.7 ye çıkmıştır. 1975’te her yüz bin kişiden 220’si kanserden ölürken, 2014 yılında bu oran 166.1’e düşmüştür. Yani 40 yılda kanser görülme oranı yaklaşık yüzde 10 artmıştır. Son 40 yılda ciddi sanayileşme ve kimyasalların yaşamımıza girmesine rağmen aynı oranda kanser görülmesinde artma olmamıştır.”

‘Cep telefonu yapmaz’

Prof. Dr. Metin Güden, “Cep telefonları, mikrodalga fırınlar, radyo ve TV sinyalleri kanser yapmaz. İyonize yeteneği olan yüksek enerjili ışınlar, atomun çekirdeğinden veya iç elektron halkalarından parça koparabilirler. Bu durumda atomun yapısını bozarak molekülü değiştirir. Eğer bu işlem hücrenin DNA’sında olursa, DNA’ya zarar verir. Ama moleküler yapıyı değiştirecek kadar enerjisi olmayan ışınımların bu yolla kanser yapma yetenekleri yoktur. Bu ışınımları saçanlara MR cihazları, enerji hatları, radar dalgaları, radyo sinyalleri, TV yayınları, mikrodalgalar, cep telefonları ve uydu yayınları, ısıtıcı lambalar örnek gösterilebilir” dedi.

‘Tuz başlıca neden değil’

Güden, “Tuz tek başına kanserojen değildir. Turşu ve salamuralarda kullanıldığında nitrit asit ve oksidatif moleküller oluşur. Bu moleküller ısıtıldığında veya mide içinde, mide asidi ile güçlü kanser yapıcı maddelere dönüşürler. Bu yiyecekler çok tuzlu olduğu için mide kanserinin sorumlusunun tuz olduğu sanılmaktadır. Olumsuz şartlarda saklanan ve bayatlayan gıdalarda oluşan bakteri ve küf, kanser yapıcıları oluşturabilir” diye konuştu.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *