İran’da Şehrzad dizisi ve bellek inşası üzerine

İran’da Şehrzad dizisi ve bellek inşası üzerine

2015 yılından bu yana her hafta internetten yayımlanan dizi, hem yakın geçmişte İran’da meydana gelen önemli bir olayı toplumsal hafızada canlandırması hem de günümüz İran’ına yönelik mesajlar içermesi bakımından dikkate değer…

Dizinin toplumsal etkilerine dikkat çeken İramcenter editörü Murat Başar’a göre bu ünlü ve milyonların takip ettiği dizinin iki yönü var, birincisi tarihsel bilinci geliştirme yönü, ikincisi de bugüne yönelik mesajlar veren yönü. Bunları daha net görebilmek için dizinin içeriğine bir göz atan Murat Başar şu değerlendirmeyi yapıyor:

Tarihsel olayların dizi, film ve belgesel gibi yapımlarla yeniden kurgulanarak hedef kitleye sunulması medyanın kolektif bellek inşası sürecindeki rolünün en belirgin taraflarındandır. Modern İran tarihinin en önemli siyasi olaylarından birisi olan 1953 Darbesi ekseninde örtük bir şekilde günümüz İran siyasetine yönelik mesajlar veren “Şehrzad” dizisi bu türden yapımların yakın dönemde dikkat çeken örneklerinden biridir. 2015 yılından bu yana sezon içerisinde her hafta internetten yayımlanan dizi, hem yakın geçmişte İran’da meydana gelen önemli bir olayı toplumsal hafızada canlandırması hem de günümüz İran’ına yönelik mesajlar içermesi bakımından dikkate değerdir. Ayrıca bu türden yakın geçmişi konu alan Türk dizilerinin büyük ilgi gördüğü İran’da Şehrzad’ı, İran kamuoyuna yerel bir alternatif sunma gayretinin bir parçası olarak görmek yanlış olmayacaktır.

Adını başroldeki kadın karakterden alan Şerhzad dizisi, 19 Ağustos 1953’te İngiltere-Amerika destekli bir darbeyle dönemin Başbakanı Muhammed Musaddık’ın devrilmesinin ardından cereyan eden olayların gölgesinde geçen zorlu bir aşk hikâyesi konu edinmektedir. Modern İran tarihinin önemli figürlerinden biri kabul edilen Musaddık, başbakanlık yaptığı süre zarfında sergilediği mütevazı tavırları ve Pehlevi istibdadına karşı tutumuyla halk nezdinde büyük itibar görmüştür. Musaddık’ın İran petrolünü millîleştirilmesi ise kuşkusuz bu itibarı perçinlemiştir. Böyle bir figürün darbeyle görevden uzaklaştırılması ve sonrasında ciddi bir baskı ve sansür ortamına girilmesi İran toplumsal belleğinde silinmesi zor izler bırakmıştır. Bu sosyo-politik travmanın dizinin çıkış noktası olarak alınması bilinçli bir tercihtir. Bu tercihte Musaddık’ın İran’da hem seküler hem de dindar çevreler arasında kabul görmüş bir şahsiyet olmasının etkili olduğunu not etmek gerekir.

Dizide klasik Amerikan sinemasının etkisi bir hayli belirgindir. Köklü ailelerin güç ve nüfuz savaşları, intikam ve entrikalar, aile reisliği geleneği, fedailer, yasadışı işlerin aileler arası paylaşımı, siyasiler ve bürokratlarla iş birliği ve arkası gelmeyen silahlı çatışmalar dizide sıkça işlenmektedir. Kulüpler, şık restoranlar ve modern kafeler gibi dizide tercih edilen mekanlarda da bu etkiyi görmek mümkündür. Ancak bunun yanında dizi, 1950’lerin İran’ını ve dönemin şarkı, kitap, resim, mobilya, aksesuar ve giyim kuşam gibi kültürel öğelerini de başarılı bir şekilde yansıtmaktadır. Dolayısıyla izleyici kendisini 1950’lilerin İran’ında, önde gelen ailelerin güç savaşları ve siyasi çalkantılar arasında Amerikanvari entrikalar yüzünden acı çeken iki gencin drama dönüşen aşk hikâyesinin içinde bulmaktadır.

Şehrzad dizisinin kolektif bellek inşa sürecini anlamak için dizideki şahsiyetlere göz atmak yerinde olacaktır. Dizide Bozorg Ağa (Büyük Bey) bürokraside nüfuzlu bir ailenin reisini canlandırmaktadır ve aynı zamanda darbenin organizatörü konumundadır. Başroldeki Şerhzad; tıp eğitimi almış, feminist bir kadın hakları aktivistidir. Şahrzad’ın sevgilisi Ferhad da basın yoluyla halkı aydınlatmak isteyen, edebiyat fakültesi mezunu, açık görüşlü, özgürlükçü ve sıkı Musaddık taraftarı bir gençtir.

Dizide mesaj genellikle mağdur aşıklar olan Şehrzad ve Ferhad üzerinden verilmekte, Bozorg Ağa da bu bağlamda önemli rol oynamaktadır. Bozorg Ağa bütün tavrıyla Şah döneminin menfaatperest soylu aile reisini, Şehrzad ezilen ve toplumsal hayattan soyutlanan İran kadının yeni ve modern yüzünü, Ferhad ise 1950’lerin İran toplumsal hayatında kendini göstermiş olan sorgulayan, düşünen ve ilerici gençliği temsil etmektedir.

Bu bağlamda Ferhad dizi boyunca Musaddık’ı ateşle savunmakta ve onun millete yaptığı hizmetleri yeri geldikçe vurgulamaktadır. Örneğin, 2. sezon 10. bölümde darbede Musaddık’ın da hatası olduğunu ileri süren bir şahsa Ferhad’ın verdiği şu cevap dikkate değerdir: “Dr. Musaddık hiçbir zaman hatasız olduğunu iddia etmemiştir. Gerçekte onun siyasi şahsiyetini diğerleri arasında öne çıkaran şey anayasal çerçeve içerisinde hareket etmesi ve bireysel ve toplumsal özgürlüklere riayet etmesi olmuştur.” Bu cümlelerde anayasaya ile bireysel ve toplumsal özgürlüklere yapılan vurguyla bu konuların günümüz İran’ında en çok tartışılan konular arasında yer alması arasındaki paralellik ortadadır. Yakın bir tarihte sona erecek dizide Ferhad’ın yeri geldikçe sarf ettiği bu ve benzeri cümlelerle sık sık özgürlüklere vurgu yaptığı görülmektedir.

Her ne kadar Musaddık’ın seküler-milliyetçi kişiliği İran İslam Cumhuriyeti elitlerince tasvip edilmese de dizide Musaddık üzerinden Şah rejiminin eleştirilmesi olumlu karşılanmaktadır. Dizide Pehlevi dönemi bürokratlarının ağırlıklı olarak rüşvetçi, fırsatçı, makam düşkünü ve millete eziyet eden şahsiyetler şeklinde tasvir edilmesi bir tesadüften veya senaristlerin kişisel tutumundan ziyade geçmişi bu doğrultuda hatırlama eğiliminden kaynaklanmaktadır. Bu durum, son yıllarda İran’da özellikle kentli gençler arasında yükselen Fars milliyetçiliği ve Şah sempatizanlığı hesaba katıldığında dikkat çekici hâle gelmektedir. Fakat Şehrzad ile Ferhad’ın dizideki söylemleri ve tavırları dikkatle izlendiğinde Pehlevi rejimiyle alakalı oluşturulan anlatının bir açıdan da sansüre takılmama amacına yönelik olduğu izlenimi oluşmaktadır. Zira Şehrzad ile Ferhad’ın replikleri sanki günümüz İran’ında meydana gelen sosyo-politik olaylar düşünülerek kaleme alınmış gibidir. İran’da her ne kadar siyasal eleştirinin bütünüyle yasak olduğunu söylenemezse de bunun doğrudan yapılması riskler barındırmaktadır. Bu nedenle mesajları dolaylı olarak verme imkânı yönetmenlere nispi bir özgürlük sağlamaktadır. Bu nedenle Şehrzad ile Ferhad’ı salt trajik bir aşkın kurbanı olan iki gençten öte İran gençliğine rol model teşkil edecek iki ilerici figür olarak değerlendirmek isabetli olacaktır.

Sonuç

Eleştirmenler tarafından İran televizyonculuk tarihinin en önemli projelerinden biri olarak kabul edilen Şehrzad dizisi iki boyutuyla kolektif bellek inşasına katkıda bulunmaktadır. İlki 2. sezon 11. bölümde Şehrzad’ın da vurguladığı üzere Musaddık üzerinden Şah rejiminin meşruiyetten yoksun olduğu ve İran halkının bu rejim altında ezildiğine yönelik vurgudur. Dizi bu yönüyle İran İslam Cumhuriyeti’nin resmî tarih anlayışıyla paralellik arz etmektedir. İkinci boyut ise dizinin ana temasını oluşturan Şehrzad ile Ferhad’ın trajik aşkından geriye kalan sahnelerde, bu ikilinin dönemin siyasal ve sosyal olaylarına dair yorumlarında kendini göstermektedir. Daha 1953 ve 1954 yıllarında aydın, özgürlükçü, okumuş, basın haklarına duyarlı, toplumsal eşitsizlikten rahatsız, kadının toplumdaki konumunu sorgulayan ve kamu yönetiminden memnun olmayan bu çiftin adalet ve özgürlük temelinde geliştirdikleri söylemler, günümüz İran’ına dair mesajlar içermektedir. Diğer bir ifadeyle dizi bir yönüyle ülkenin hâkim paradigmasıyla uyumlu görünürken diğer yönüyle de muhalif bir kolektif bellek inşa etmektedir ki bu ikircikli tutuma İran’daki sinema ve televizyon sektöründe sıklıkla rastlamak mümkündür.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *