Farkındalık Kampanyalarının Negatif Etkisi

Farkındalık Kampanyalarının Negatif Etkisi

Dünyada yapılan araştırmalar şunu gösteriyor: Kadına şiddet, çocuğa şiddet, tecavüz, obezite, sigara, alkol, uyuşturucu gibi meseleleri en fazla, ha bire yalan yanlış yapılan haberler ve farkındalık kampanyaları özendiriyor.

Çok kritik bir konuya dikkat çekiyor Milliyet yazarı Mehmet Tez bugünkü yazısında. Ezhel isimli şarkıcının ‘uyuşturucuya özendiriyor’ olduğu gerekçesiyle gözaltına alınma gerekçesini eleştiren Tez, ‘özendirme’ üzerinden değerlendirmenin yanlışlığını savunuyor ve daha başka bir gerçeğe dikkat çekiyor: Farkındalık kampanyalarının negatif etkisine. Mehmet Tez, “Farkındalık kampanyaları ne kadar işe yarıyor?” sorusunu yönelttiği yazısında ‘sebeplerle değil sonuçlarla uğraşılırsa başarılı olunamayacağı’nın altını çiziyor. Şöyle diyor Mehmet Tez:

Ezhel’in şarkıları uyuşturucuya özendiriyormuş. Bu yüzden gözaltına almışlar Ezhel’i. Ezhel kim, bilmeyenlere anlatayım. Ezhel Ankaralı bir müzisyen/sanatçı. Kendi şarkılarını yazıp söylüyor. Bütün rap’çiler gibi bir parça sokak şairi, şehir ozanı. Hikâye anlatıyor. İçinde yaşadığı dünyayı aktarıyor.

“Özendirme” öyle bir kavram ki kimin eline versen farklı yorumlar. Standardı yok. Bilimsel bir ölçüsü yok. Mesela, soralım tam olarak, hangi şarkının hangi bölümü özendiriyor? Herkesi mi özendiriyor yoksa bu kararı veren kişileri mi özendiriyor?

Mesela 10 üzerinden kaç gücünde özendiriyor? Böyle bir ölçü varsa bu ölçüye tam olarak kim, nasıl karar veriyor?

Günlerce tartışsanız boşuna çünkü bu şekilde kimsenin haklı olması ve tartışmayı kazanması mümkün değil. Tek kriter olmalı. O da ifade özgürlüğüdür. Bırakın hikâye anlatan hikâyesini anlatsın. Yorum o hikâyeyi dinleyenindir. Birini yasa dışı bir iş yaparken yakalarsanız cezalandırırsınız. Ancak tamamen belirsiz “özendiriyor” lafıyla kimse hapse atılmamalı.

Bu gerçeği bir kenara koyduktan sonra bu vesileyle işin farklı bir yönüne bakalım. Peki, asıl “özendiren” aslında insanların gözüne sokulan “yapmayın etmeyin” tarzı kampanyalarsa? Dünyada yapılan araştırmalar şunu gösteriyor: Kadına şiddet, çocuğa şiddet, tecavüz, obezite, sigara, alkol, uyuşturucu gibi meseleleri en fazla, ha bire yalan yanlış yapılan haberler ve farkındalık kampanyaları özendiriyor. Buna ne diyeceksiniz? Birkaç sene önce kaleme aldığım bir yazı için okuduğum makale (“Awarness is Overrated”, Jesse Singal, The Cut) tam olarak bu konuyu araştırıyor, şu soruyu soruyordu: Farkındalık kampanyaları ne kadar işe yarıyor?

Hatırlayın, bizde de belli dönemlerde basında ses getirmesi için sosyal içerikli kampanyalar düzenlenir. Ya bir fotoğrafçı ünlüleri (ünlüler kimse artık) dayak yemiş gibi makyajlayıp çeker ya da ünlüler kadın kılığına girerler falan. Bunlar basında yer alır, iyi güzel de sonuçları ölçülüyor mu?

ABD’de ölçmüşler ve şu sonuca varmışlar. Bu kampanyalar bu meseleleri halkın gözünde sıradanlaştırıyor. Normalleştiriyor. Mesela, bahsettiğim yazıda, ABD’de yapılan bir araştırmada liselerde yürütülen uyuşturucu karşıtı kampanyaların işe yaramadığı, aksine, bu farkındalık kampanyaları sayesinde gençlerin hiç tanımadıkları uyuşturucularla tanıştıkları belirlenmiş. Mesela Arizona’da buraya özgü fosil ağaçların çalınmaması için kampanya yapılmış. Sonuç: Herkes fosil ağaçları fark etmiş ve daha fazla hırsızlık olmuş. Obeziteye karşı yapılan kampanyalar iştah açıyormuş. Yiyen daha da yemek istiyor.
Ay durayım, çok zararlıymış demiyor.

İnsanlar bilmiyorlar mı fast food’un, hamburgerin zararlı olduğunu? Uyuşturucunun zararlarını? Sigaranın öldürdüğünü? Biliyorlar ama ihtiyaçları var. Bile bile yiyorlar, içiyorlar.

Siz bu durumu oluşturan şartları ortadan kaldırmak için mücadele etmek yerine bu şartların yarattığı sonuçla kavga ederseniz başarısız olmaya da mahkûmsunuz.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *