Büyük Felaket’in Başlangıç Noktası

Büyük Felaket’in Başlangıç Noktası

İsrail kurulmadan önce 9 Nisan’da Deyr Yasin köyünde katliam yapıldı. Bu, Nekbe’nin başlangıcıydı.

Nekbe: Büyük felaket

70 yıl önce evlerinden topraklarından sürgün edildi Filistinli milyonlarca insan. Zulüm bitmiş değil artarak devam ediyor. Dünya devletleri üç maymunu oynuyor. Diğer yanda Kudüs, üç semavi dinin yeryüzünde tecelli ettiği yer… İsrail tarafından sadece Müslümanlardan değil Hıristiyanlardan da gaspedilmek isteniliyor.

400 yıl Osmanlı himayesinde huzurla yaşadıktan sonra 100 yıldır ağlamaya devam ediyor Filistin ve Kudüs. Peki 100 yıldan bu yana orada tam olarak ne olduğunu biliyor muyuz? İsrail’in aşama aşama Filistinlilerin vatansızlaştırmasını, Yüzyıllık Hasret Kudüs 1917 ve Nekbe 1948’in yazarı Nurettin Taşkesen’le konuştuk.

1917’de Kudüs’ün İngilizlerce işgali ile başlayan Filistin halkının sıkıntıları ve İsrail sorunu, İsrail’in kuruluşu ve ardından Nekbe ile daha da derinleşti. İsrail bugün de katliamlarını pervasız bir şekilde sürdürüyor. 2017’de Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve bu yıl Nekbe’nin yıl dönümünde Tel Aviv’de bulunan büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasıyla İsrail sorunu yeniden alevlendi. Nekbe’nin 70. yıl dönümü sebebiyle Gazze’de toplanan Filistinlilerin üzerine ateşler yağdı. İsrail’in meşru müdafaa olarak göstermeye çalıştığı olay da Nekbe’nin devamı niteliğinde.

HAÇLI ZİHNİYETİ KUDÜS’Ü ELİMİZDEN ALDI

İsrail, Filistin ve Kudüs’ün başına ne zaman bela olmaya başladı? 

Tarihler Kudüs ve Filistin’de problemlerin başlangıcını Napolyon Bonapart’a kadar bağlar. O günlerde bile Yahudileri Filistin’de toplama fikri ortaya atılmıştı. Ancak sorunların asıl başlangıcı 1890’lı yıllarda oldu. Siyonizmin kurucusu Theodor Herlz, 1897’de İsviçre’nin Basel şehrinde 1. Siyonist Kongresini topladı. Orada “Ben bugün burada Yahudi Devletini kurdum. Bunu herkes 5 ya da 50 sene sonra bilecek” demişti. Herlz’in sözünden 51 yıl sonra 14 Mayıs 1948’de İsrail devleti kuruldu.

Herlz, bu sözü ettiğinde neden Sultan II. Abdülhamid ile görüştü? 

Herlz’in Sultan II. Abdülhamid ile iki kere görüştüğünü tarihi kaynaklarda görüyoruz. O dönemde Osmanlı’nın büyük miktarda dış borcu vardı. Bunu kullanmak isteyen Herlz bu borçların hepsini ödemenin karşılığında Filistin’den bir toprak parçası istiyordu. Amacı Yahudi devletini Filistin topraklarında kurmaktı. Tabi II. Abdülhamid bunu kabul etmedi. “Bu yerler bana ait değil milletime aittir. Filistin’in her karış toprağı için şehit verilmiştir” dedi. Abdülhamid tahtan indirildikten sonra Kudüs, Osmanlı topraklarından çıktı.

Kudüs nasıl kaybedildi?

1917’de I. Dünya Savaşı sırasında kaybedilen Kudüs’ün hikayesini çeşitli kaynaklardan inceledim. Bir kaynakta kutsal mabetler, binalar zarar görmesin diye Osmanlı askerleri Kudüs’ten ayrıldı şeklinde ifadeler var. Osmanlı askerlerinin Kudüs’ü ağlayarak terk ettiği de yazılı kaynaklarda. Vardığım kanaata göre Osmanlı’nın Kudüs’ü kaybetmesinin üç nedeni vardı. Birincisi; İttihat ve Terakki yönetiminin tecrübesizliği. II. Abdülhamid’in tahtan indirilmesinin getirdiği kargaşa ortamı ve akabindeki I. Dünya Savaşı. İkincisi; Alman generaller. Enver Paşa, 1917’de Alman General Erich von Falkenhayn’ı bölgedeki Yıldırım Ordular Grubu’nun başına getirdi. Falkenhayn kendisine gelen bir telefon emriyle Kudüs’teki mevzileri boşalttı. İngilizler bölgeye geldiklerinde elini kolunu sallayarak Kudüs’e girdi. Üçüncü sebep de Yahudi gençlerinin kurduğu Nili adlı istihbarat örgütünün Osmanlı’nın bütün gizli askeri bilgilerini İngiliz karargahına bildirmesiydi. Neticede Kudüs’ü ele geçirmek için Haçlı zihniyeti biraraya gelip işbirliği yapmıştı.

İsrail Nazi soykırımının benzerini Filistin’de yapmak istedi..

II. Dünya Savaşı Yahudilerin imdadına yetişti. Herkes Yahudilere mağdur ırk olarak bakmaya başladı. Nazilerin yaptıkları katliamlar, soykırım bütün dünya tarafından kabul edildi. Ancak Yahudiler kendilerini mağdur göstererek İsrail devletinin varlığını meşrulaştırdı. Almanların kendilerine yaptıklarını, Filistin halkına da uygulamaya çalıştılar.

İNGİLTERE SİYONİSTLERİN HAMİLİĞİNİ YAPTI

Siyonistlerin faaliyetleri Filistinli halkı nasıl etkiledi?

İsrail’in kurulmasında en büyük etken Siyonistlerin faaliyetleriydi. 1917’den sonra İngilizler Kudüs’e yerleşince 1922’de İngiliz mandası resmi yönetimi kuruldu. İlk vali Herbert Samuel tam bir Siyonist destekçisiydi. Üç din mensuplarına özgürlük verilmiş gibi gösterip Siyonistlerin hamiliğini yapıyordu. Haganah, Irgun ve Stern gibi silahlı örgütler kuruldu. Hedefleri Filistin topraklarında Yahudi devleti kurmaktı. Filistinleri bu topraklardan uzaklaştırıp, dünyadaki Yahudileri Filistin’e toplamak istiyorlardı. İlk göçün 1882’lerde yapıldığı daha sonradan I. Dünya Savaşı başlamadan da ikinci göçün olduğu biliniyor. Göçler 1936’da zirve yaptı. Tam olarak 60 bin kişi Filistin topraklarına geldi. 1945’te Avrupa’dan 400 bin Yahudi Filistin’e geldi. Yahudiler, Siyonistler aracılığıyla büyük bir propaganda yürüttü. ‘Ya burayı terk edin ya da öldürüleceksiniz’ diyorlardı. İnsanlar korkmuş ve yılmış bir şekilde toplanmaya başladılar. 14 Mayıs’ta İsrail Devleti’nin resmen kurulmasıyla bu örgütler İsrail’in silahlı kuvvetleri oldu.

Bir gecede 254 kişiyi katlettiler

1948’de 750 bin Filistinli kısa sürede köyünden, toprağından sürgün edildi. O insanlar, tekrar döneceklerini düşünerek anahtarlarını yanlarına aldılar. Onların Avdetü’l Kübra olarak söyledikleri büyük dönüşün simgesi oldu bu anahtarlar. Yahudi devleti ilan edilmeden önce 9 Nisan’da katliam yapıldı. Bu Nekbe’nin başlangıcıydı aslında. 9 Nisan 1948’de çeşitli bölgelerden gelen militanlar Kudüs’e çok yakın olan 690 nüfusa sahip Deyr Yasin köyünde katliam yaptı. Bir gecede 254 çoluk çocuk, yaşlı genç Filistinli öldürüldü. Evler ateşe verildi, insanlar kurşuna dizildi, çocuklar annelerinin gözleri önünde öldürüldü. Yıllar sonra İsrail başbakanlarından Menahem Begin kendi hatıralarında bu olay olmasaydı İsrail Devleti kurulamazdı diyor. 1948’deki sürgünde insanlar daha çok Batı Şeria ve Lübnan’a doğru gitti. Toplamda 6 milyon mülteci Filistinli var. BM’in Filistinli mültecilerin evlerine dönmesiyle ilgili bir çok kararı var ancak İsrail bunu uygulamıyor.

Nekbe kitabı ne anlatıyor?

Nekbe kitabı, 1948’de yaşanan dramı ele alıyor. İnsanlarımız maalesef Nekbe’nin ne olduğunu bilmiyor. Bu kelime bize bir şekilde unutturulmuş. İngilizlere karşı kazandığımız Kut’ül Amare  zaferi nasıl unutturulduysa bu da o şekilde. Kitap belge roman niteliğinde. Karakterler üzerinden Nekbe olayını, öncesini ve sonrasını anlatmaya çalıştım. Kahramanım Deyr Yasin köyünde yapılan katliamdan sağ çıkan on yaşında bir kız çocuğu. Okuyanlar inanmakta zorlanabilir ama burada anlattıklarım Filistin halkının çektiği sıkıntıların çok küçük bir kısmı.

(Star)

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *