Kapitalizmin ortaya çıkardığı yeni insan tipi: Dünya vatandaşı

Kapitalizmin ortaya çıkardığı yeni insan tipi: Dünya vatandaşı

“Dünya vatandaşı” karakterine uygun kişiler, yeni düzene kolaylıkla alışacak ve yeni düzeni benimseyecekler.

“Kapitalizmin hala yaşadığını” hatırlatan Yaman Törüner, kapitalizmin kendine uygun insan tipleri oluşturduğunu, önceki tiplerin özelliklerine bağlı olarak yeni tipin yapabileceklerini bugünkü yazısında anlattı. Milliyet’teki bu ilginç ve önemli yazısında Törüner, dünyanın bundan sonraki döneminin nasıl bir şekil alabileceğinin de bir tarifini yapmış oluyor böylece. Şöyle diyor Törüner:

Kapitalizmin global ölçüde gelişmesi, çok seyahat eden, yenilikler peşinde koşan, bilgiye kolayca erişen, teknolojiyi rahatlıkla kullanan, ikinci lisanı daha kolay öğrenme olanaklarına sahip olan, spor yapan, tatilleri kaçırmayan, boş zamana sahip olmayı seven ve hobileri olan insanlar yarattı. Bu insan tipi, yalnız kendi ülkesinde değil, dünyanın başka ülkelerinde de kolaylıkla yaşayabilir, çalışabilir ve kendisi için bir iş kurabilir özelliklere sahip oldu. Kapitalizmin yarattığı bu yeni insan tipine “dünya vatandaşı” diyoruz.

Kapitalizmin “dünya vatandaşı” tipinden iki önce yarattığı insan karakteri “organizasyon adamı” tiplemesine uygundu. “Organizasyon adamı” kitlesel üretim yapan büyük şirketlerde çalışıyor, büyük şehirlerde yaşıyor ve parasını tüketime harcıyordu. “Organizasyon adamı”nın hedefi, otomobil ve ev sahibi olmak, eğitimli çocuklar yetiştirmekti. Bu insan karakteri tüm dünyadaki “orta sınıf”ı oluşturdu.

20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, uluslararası ticaretin gelişmesiyle, “dünya vatandaşı” tipinden bir önceki insan tipi olan “dinamik üst-orta sınıf iş adamı” portesi ortaya çıktı. “Organizasyon adamı”nın yerini “girişimci adam” tipi aldı. Bu tipler, dünyada da ülkemizde de şimdiki zenginleri oluşturdular. “Organizasyon adamı”, “girişimci adam” ve “dünya vatandaşı” karakterlerinin tümünü kapitalizmin evreleri yarattı.

Yeni aşama

Kapitalimin yeni aşamasında, milletler ve halkların gücü yerine, ekonomilerin, üretimin ve tüketimin gücü konuşulacak. “Dünya vatandaşı” karakterine uygun kişiler, bu yeni düzene kolaylıkla alışacak ve yeni düzeni benimseyecekler. Bu yeni düzende, “dünya vatandaşı” kimliğine sahip olanlar, rahatça seyahat edip, istedikleri ülkeye girer ve istedikleri ülkede iş yaparlarken, diğer sınıfların göçleri engellenmeye çalışılacak. Bu yüzden, her ülke sınırlarına duvarlar yapıp, olası göçleri kontrol altında tutmak eğiliminde.

Yine de göçler tam anlamıyla engellenemeyecek. Gelişmiş ülkelerin amacı, kendi düzenlerini zora sokmayacak ve işçi ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde göçe izin vermek olacak. Robot teknolojisinin gelişmesi, sıradan insanların iş bulmasını zorlaştırırken, “dünya vatandaşı” karakterine sahip olan kişiler, bundan etkilenmeyecek veya en son etkilenecek. Öte yandan, tüm insanlar daha çok boş zamana ve hobilerini geliştirme olanağına sahip olacaklar. Bu durum da yenilik ve icatların artmasını sağlayacak.

Kaçınılmaz olarak, artan nüfusu doyurabilmek amacıyla, birçok yaşamsal ürün, kimyasal gübre kullanılarak ve katkı maddeleriyle piyasaya sürülecek. Organik ürünleri üretmek, bulmak ve satın almak zorlaşacak, organik ürünler pahalılaşacak.

Göçleri kontrol

Bir ülke, göçleri tamamen yasakladığı takdirde, kendi vatandaşları da diğer ülkelerde iş bulamayacak. Özellikle gelişmiş ülkelere yönelik göç baskısı artacağından, gelişmiş ülkeler, göç olanağını kaldırmadan sınırlamak yoluna gidecekler. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasının temel nedeni, Avrupa Birliği içindeki gelişmekte olan ülke vatandaşlarının İngiltere’de yaşama isteğiydi. ABD’nin yeni Başkanı Trump da göçü asgariye indirecek kararlar almak istiyor.

ABD’de bile ülke vatandaşlarından % 35’i başka ülkelerde çalışabileceklerini söylüyorlar. Bu oran, 21-30 yaşları arasındaki kişilerde % 59’a çıkıyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde ise, başka ülkelere yerleşme ve buralarda çalışma eğilimi çok daha yüksek. Gerçekleştirmek zorunda olduğumuz şey, “dünya vatandaşı” karakterine uygun, çok daha fazla insan yetiştirmek.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *