“İster hutbe okutun. İsterseniz vaaz verin.. Bu soytarılara yaranamazsınız, hocalar..”

“İster hutbe okutun.  İsterseniz vaaz verin..  Bu soytarılara yaranamazsınız, hocalar..”

Diyanet’in 9 yaş ile ilgili fetvasının üzerine başlayan tartışmalarda Diyanet geri adım atmıştı. Cuma hutbesinde de bu konu anlatılacak. Ali Karahasanoğlu, Diyanet’in bu tavrını sert bir şekilde eleştirdi ve Diyanet’e başka bir fetva önerdi.

Ama bu aşağılıklar, 9 yaşındaki kızlar için olmayan fetva ile kıyametler kopartırlarken..
Kendileri..
Utanmadan, sıkılmadan.. Hem de 2 yaş daha aşağıya inerek.. 7 yaşındaki kızları, cinsel obje haline getirmek için soyup, televizyon ekranında dans ettiriyorlar.
Sonra da..

İşte Ali Karahasanoğlu’nun Yeni Akit’teki o yazısı:

Diyanet, bir hutbe daha irade et: Kadın satıcılarını boykot edin!

Diyanet İşleri Başkanlığı bugün tüm camilerde okunacak Cuma hutbesini, evlilik yaşı konusuna ayırmış..
Üç tane kıçı kırık laikçi hedef tahtasına koydu diye..
Komplekse girmişler..
Sanki maaşlarını, karteldeki ateistlerden alıyorlar..
Diyanet’in 9 yaşındaki kızları evlendirme fetvası verdiği yalanını uyduran o ahlaksızlar, sanki camiye geliyorlarmış gibi, Cuma hutbesinde “Evlilik yaşı 9 değildir” açıklaması yapacaklar..
İster hutbe okutun.
İsterseniz vaaz verin..
Bu soytarılara yaranamazsınız, hocalar..
Devletin kanunu bile..
İstisnai durumlarda, mahkeme kararı ile 16 yaşına kadar evlilik imkanı verir iken..
Diyanet dün açıklama yapmış, “Evlilik yaşı kızlarda 17, erkeklerde 18’dir” diye..
Yaranabilmiş mi?
Hayır..

Yine ağızlarından köpükler saçarak, bu ülkenin dindar insanlarına saldırmışlar..
Dine düşmanlıklarını ortaya koymuşlar..
Tekrar Salih Tuğ ve Mehmet Aydın’ın ismini vererek..
Hürriyet’in, Diyanet açıklamasını yayınladıkları haberin altındaki şu başlığa bakar mısınız:
“Öğrencilere sabah namazı çağrısı”
Sadece Salih Tuğ değil..
Sadece Mehmet Aydın değil..
Aydın Doğan da duysun..
Danışmanları göstermedilerse, atlamasınlar, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da önüne konulsun..
50 yıllık dinozor Tufan Türenç’in Hürriyet yazıişlerinden ayrılmasından sonra..
Namaza karşı sergilenen bu tavrı herkes bilsin..
Not etsin..

Çocukları kötü bir yere çağırıyorlarmışçasına rahatsız bir ifade ile, “Namaz çağrısı”ndan bahseden Doğan medyasını, herkes tanısın..
Salih hocam..
Mehmet hocam..
Hayatınızı İslam’a da adasanız..
Böyle bir rezilliğe sessiz kalmanız..
Onlarca yıldır verdiğiniz tüm hizmetleri, bir kalemde silip götürmez mi?
Nedir bu her şeye eyvallah sessizliği?
Nedir bu suskunluk?
İtiraz edin şu çirkefliğe..İsyan edin bu ahlaksızlığa..
İstifa edin şu “Doğan Yayın İlkeleri Kurulu”ndan..
Ha, diyorsanız ki, “Namaza çağrı haberini rahatsız bir ifade ile haberleştirilmiş olsalar bile.. Çok net bir olumsuz kelime kullanılmamış..”
O zaman buyrun..

Hem size sunmuş olayım..
Hem de, Diyanet’e, olmayan “9 yaşında evliliğe fetva” gerekçesi ile saldıranlara kapak olması için vereyim..
Doğan grubunun Posta gazetesinin birinci sayfası..
RTÜK tarafından verilen bir karar, bakın nasıl haberleştirilmiş:
“Şort cezası. TV8’deki ‘Yetenek Sizsiniz’de yaşları 7 ila 11 arasındaki çocuklar dans gösterisi yapmıştı. RTÜK’teki AK Partili üyelerin bu dans gösterisi ile ilgili olarak ‘Millet tahrik oluyor’ dediği ileri sürülmüştü. RTÜK dün TV8’e ‘Çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlaki gelişimine zarar verebilecek yayın’ gerekçesiyle reklam gelirinin yüzde 2’sine kadar ceza verdi.”
Bir de bu haberin yanına..
Bir fotoğraf yayınlamışlar..
8 tane.. Kendi beyanlarına göre 7 yaşından başlayan yaşlarda.. Küçücük kızlar. Göbek açık.. Altta bir mayo benzeri şort.. Göğüs dekolteli, askılı el kadar bir küçük giysi..
Buyrun, burdan yakın..

9 yaşındaki kızın evlenmesini isteyen yok.
Bunu öneren yok.
Gerçek hayatta bunun örneği de yok.
Ama bu aşağılıklar, 9 yaşındaki kızlar için olmayan fetva ile kıyametler kopartırlarken..
Kendileri..
Utanmadan, sıkılmadan.. Hem de 2 yaş daha aşağıya inerek.. 7 yaşındaki kızları, cinsel obje haline getirmek için soyup, televizyon ekranında dans ettiriyorlar.
Sonra da..
RTÜK ceza verince..
“Şort Cezası” diyerek, RTÜK ile alay etmeye kalkıyorlar.. RTÜK’ü tahkir etmeye kalkışıyorlar..
Onlar, 7 yaşındaki küçücük kızlar üzerinden, cinsel sapkınlıklarını tatmin için gösteri yaptırtıyorlar..

(Lütfen kimse bana masal okumasın.. Küçücük kızları, cinsel ahlaksızlıklarınız için soyuyorsunuz.. Estetik, sanat numaraları ile kimseyi aldatamazsınız.. Başkalarını “Aklı bilmemneresinde” diye suçlarken.. Aslında kendinizi tarif ettiğinizi, böylece ispatlamış oluyorsunuz.)

Bir de bunu savunuyorlar..
Diyanet buyursun, kendi internet sitesinde yer alan kavramların açıklamasını çarpıtanlar için hutbe okuttuğu gibi..
7 yaşındaki kızları televizyon ekranlarında yarı çıplak dans ettirenler için de bir hutbe okutsun..
“Bu ahlaksızlıktır” desin..
“Bu namussuzluktur” desin.
“Sadece bunu yapanlar değil.. Bunu savunanlar da, buna verilen cezayı anormal bulanlar da aynı sapkınlığa imza atmışlardır” desin..

Posta gazetesinin 7 yaşındaki kızlar yarı çıplak dans ettirildiği için verilen para cezasını eleştiren haberinin yanıbaşında, ayrıca bir klip ile de ilgili ceza kararı var ama.
Kusura bakmayın, ondan alıntı yapamayacağım.
Görüntülerini izlemedim ama..
Haberde yer alan ifadeler, ne kadar hayasızca bir içeriğe sahip olduğunu gösteriyor.
Buraya o ifadeleri alamayacağım kadar ahlaksız bir senaryo..
Onu da, Posta gazetesi şöyle haberleştirmiş: “Bir RTÜK hadisesi”
Kafa buluyorlar, akılları sıra..
Ağlanacak halleri var..
Başkaları ile kafa bulmaya çalışıyorlar..

Bir yanlışlık da şurada..
Diyanet hutbede, evlilik yaşını anlatacak da..
Cuma namazına giden insanlar, zaten ne yaptıklarının bilincinde olan insanlar..
Namaz kılan hangi insan, 9 yaşındaki kız üzerinden, evlilik hayalleri kurabilir.
“Şu örnek vardı, bu vardı” mavalı okumasınlar..
Bir tane, kabul edilmiş, örnek göstersinler..
Ama Cuma hutbesinden habersiz olanlar..
Camiye adımını atmayanlar.
Çocukların sabah namazına çağrılmasından rahatsız olanlar..
Bakın, 7 yaşındaki küçük kız üzerinden, nasıl cinsel çıkarımlarda bulunuyorlar..
Bunu sadece bizim suçlamamız olarak görmeyin..
Onlar da bunu kabul ediyorlar..
7 yaşındaki kızların çıplak dans fotoğraflarını yayınlıyorlar..
Rezaleti üstleniyorlar..

Diyanet ise, onlara çakacağına, cami cemaatine, onların dikte ettiği hutbeyi okutuyor..
Ne diyelim..
La havle vela kuvvete illa billah!

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *

1 Comment

  • ersin ertuğrul
    5 Ocak 2018, 10:21

    Ali Karahasanoğlu’nun fikri yapısıyla ve dini algılama, yorumlama şekillerimizde farklılık vardır. Lakin burada altını çizdiği hususa katılıyorum. Yani bizim yaşadığımız bu coğrafyada kendi kültürünü eleştirmek, hataları ayıklamakla "modern olana, ‘ileri’ olana hayranlık" başka şeyler olarak algılanır, bundan daha doğal bir şey de olamaz. Nasıl ki Avrupa ve Amerika devletleri, halkları Müslüman halkları "taklid" etmiyorsa, Müslüman halkların "onları taklid" etmesini nazıl izah edelim? "Oykünme, aşağılık duygusu ve güç" ile..

    Bunları neden söyledik, Batı’lılar Müslümanların yaşadığı coğrafyalara değerlerini kimi zaman asker/zor gücüyle ihraç ettiği gibi yumuşak güçle de bunu yapar/yapıyor. Bu yumuşak gücün ivmesi "içerideki acentaların" maharetine bağlı! Sanat, görsel medya (tv, internet, gazete vs) ile bu yumuşak gücün araçları olarak sayılabilir.

    Şimdi Ali Karahasanoğlu’nun da dikkat çektiği husus "yavuz hırsız ev sahibini bastırır" deyişini izah sadedindedir diyebiliriz. Batılılar ve onların yerli acentaları modernistler, post modernistler Müslümanlara "insanlık/hümanizm" dersi vermeye kalkıyor ama bu çok trajikomik… Onların bu konuda Müslümanlara söyleyecek tek kelimeleri olamaz, o dersten sınıfta kalmışlardır! Diğer taraftan kendi dini-kültürel havzalarında bunalan Batılılar "laiklik-liberalizm ve hümanizm" ile "insanı/hevasını" ilah edinmelerinin adıdır hümanizm. Bu nedenle seküler bir değer taşıyan hümanizmi de Müslümanlara ihraç edemezler… Doku uyuşmaz.

    Tv8, Posta ve türevi Batılı değerler için ölüp ölüp dirilenlerin martavalları bu anlamda ancak "yok hükmündedir." Müslümanları söz konusu hatalarından tezkiye edecek Batılı değerler değil, İlahi hitap-O hitabı hayata aktaran Resulullah’ın örnek hayatı ve bu zeminden beslenen icad edici akıl/kalptir…

    REPLY