Toplum, şiddet olaylarına neden seyirci?

Toplum, şiddet olaylarına neden seyirci?

Mersin’de genç bir kızın kaçırılmasını, Diyarbakır’da hamile bir kadına yapılan saldırıyı, İstanbul’da bir zabıtanın amiri tarafından şiddete maruz kalmasını ve Erzincan’da bir kediye yapılan işkenceyi toplum olarak sadece izledik.

2017 yılında ‘şiddet’ yine hayatın acı bir parçası olarak gazetelerde, televizyonlarda yerini aldı. Yılın son ayında art arda gördüğümüz görüntülerde işkence, taciz ve dayak vardı. Yaşanan bu olaylara karşı toplumun ortak refleksi ise ‘seyretmemiz’ oldu.

Gazete Habertürk’ten İrem Koca, toplumun kanını donduran bu olaylara karşı insanların neden müdahale etmediğini sordu. Uzmanlara göre müdahale edilmemesinin en büyük nedeni: Otorite korkusu.

Geçen ay Mersin’de minibüste bir genç kızın zorla araçtan indirilmesini, Diyarbakır’da hamile bir kadına saldırı ve tacizde bulunulmasını, Erzincan’da bir askerin kediye işkence yapmasını, zabıta müdürünün bir çalışanını acımadan tokatlamasını sadece izledik. İşkence, dayak, saldırı gibi intihar da çoğunlukla seyirlik oldu. Peki ama neden?

Türk toplumu şiddete, tacize, dayağa, acı olaylara karşı körleşiyor mu?

Habertürk konuyu uzmanlara ve vatandaşlara sordu.

‘OTORİTE KORKUSU’
Sosyal psikoloji uzmanı Doç. Dr. Adil Sarıbay’a göre bu tür olaylarda herkes birbirine bakıp grup normunu yanlış okuyor. Sarıbay, “Türkiye’de otoriteye saygı ve itaat ahlaki bir mesele olarak görülüyor. Okullarda ve ailede bunu öğretiyoruz. Güçlü bireyler yetiştirmiyoruz. Zabıtanın şiddete maruz kaldığı olayda, şiddeti gösteren büyük bir otorite figürü. Otorite karar verdiyse doğrudur gibi bir düşünce var. Başıma bir şey gelir korkusu da söz konusu” dedi.

Batı’da da benzer olaylar olduğunu ifade eden Sarıbay, “Orada da grup davranışı sebebiyle haksız davranışa ses çıkarmama söz konusu. İnsanlar bu tip bir olayla karşı karşıya kaldıklarında birbirlerine bakıp o anda kurdukları iletişime göre hareket eder. Aslında herkes birbirine bakıp grup normunu yanlış okuyor. Müdahale etmek tehlikeli, ben niye edeyim sonucuna varıyor” diye konuştu.

‘BU DAVRANIŞTA ARTIŞ ALGISI VAR’
Psikiyatr Prof. Dr. Doğan Şahin ise şiddete müdahale edilmemesinin nedenini şöyle özetliyor: “Aksine bir bilgi yoksa bu tür olaylara müdahale etme eğilimi vardır. Müdahale edilmemesi aksine bir durum olduğunu düşündürür. Mesela bir baba çocuğunu döverken ‘Herhalde yaramazlık yapmıştır ki cezalandırıyordur’ diye düşünen biri müdahale etmez. Ya da kocası tarafından dövülen kadını gördüğünde, adamın bunu yapmaya hakkı olduğunu düşünen biri de müdahale etmez. Müdahalesinin kendisinin zarar görmesine yol açabileceğini düşünen biri de geri planda kalacaktır. Ancak davranıştan rahatsız olsa da müdahale etmeyen bir topluluk var. Bu davranışlarda artış olduğu yönünde bir algı var.”

‘GÜÇLÜ GÜÇSÜZ AYIRIMI’
Psikiyatr Prof. Dr. Şahin, bu davranışlardaki artışı şu dört nedene bağladı: “
– Eskiden insanlar birbirlerini daha çok ortak bir grubun üyeleri olarak algılıyordu. Şimdi ‘el’ olarak algıladıkları birini korumak için müdahale etmiyor.
– İnsanların kendilerini eskisinden daha güçsüz ve etkisiz olarak algılamaları söz konusu. Her şey, güçlülerin aldığı kararlara göre şekilleniyor.
– Ülkede adalet duygusu ve yargıya güvende ciddi zedelenme var.
– Bir ülkede toplumsal travmalar ve şiddet çok arttığında insanlar daha korkak ve beladan kaçınma eğiliminde olur.”

3 Aralık:
Erzincan’da alkollü er Taner H., Orduevi nizamiyesinde yavru kediye işkence etti.

4 Aralık:
Mersin’de üniversite öğrencisi Zelal Topçul, sürücü ve yolcuların gözü önünde akrabası tarafından araçtan indirilip kaçırıldı.

11 Aralık:
Diyarbakır Bağlar’da hamile kadın hem sözlü hem cinsel taciz hem de fiziksel saldırıya uğradı.

21 Aralık:
İBB Zabıta Daire Başkanı Tayfun Karali, zabıta memurunu bayıltana kadar dövdü.

‘ŞİDDET MEŞRULAŞMIŞ’
Sosyolog Prof. Dr. Ferhat Kentel ise şiddeti seyretmemizi şöyle yorumladı: “Zabıta müdürüne hiç kimsenin ses çıkaramamasında işini kaybetme, kendi başına da bir dert geleceğini düşünmek gibi nedenler olabilir. Neden seyirci kalındığını anlamak için önce, şiddetin neden bu kadar meşru olduğuna bakmak gerekir. Şiddete karşı koyacak gücünüz yoksa baştan mağlupsunuz. Bu yüzden şiddete maruz kalmayacağınız koruma mekanizmalarını geliştirmeniz gerekir.”

Kadın hakları avukatı Hülya Gülbahar ise toplum içinde alenen yaşanan şiddet ve taciz olayları karşısında halkın yapabileceklerini şöyle anlattı: “Eleştirmek, kınamak, yapamazsın demek kadar basit bir tepki bile birçok suçu durdurabilir. CMK’nın 90. maddesi, herkese polis ya da jandarma gibi olaya müdahale etme yetkisi veriyor. Yani, bir kadını bıçaklayan bir adamı herkes yakalayabilir.”

VATANDAŞ NE DİYOR?
Ev hanımı Tülay TEBER (57): “Böyle bir olayla karşılaşsam polise haber veririm, yardım çağırırım. Bu devirde bu tür olaylara şahit, tanık falan gösterilmek istemezdim.”

Temizlik işçisi Pınar DEMİR (45): “Polisten yardım isterim. Şahitlikten korkum olmaz.”

Mühendis Burak DUYGUN (33): “Vapurda çocuklar şarkı söylüyor diye polis tartaklamıştı. Bir kızı aldılar, ‘Darp edemezsiniz’ deyip müdahale ettim.”

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *