Futbol Özelinde ‘Boş İşler’e Veda!

Futbol Özelinde ‘Boş İşler’e Veda!

Aksiyoner olacağız, mevcut gündemlere, özellikle suni olanlara eklemlenmeyeceğiz, reaksiyonerlikten uzak duracağız diyoruz ya, işte hepimize bir teklif; futbol özelinde ‘boş işler’den feragat! Bu, ufak(!) da olsa reaksiyonerlikten kurtulup aksiyonerliğe adım atacağımız bir fırsat! İçimizden ‘günaydın!’ diyenler, ‘şimdi mi?’ diyenler varsa onlara takdirlerimizi, övgülerimizi ve de gıptalarımızı sunuyoruz, kendimizin kabahatimizden büyük özürlerimizi de ekleyerek! Bazen düşünülenlerin,

Aksiyoner olacağız, mevcut gündemlere, özellikle suni olanlara eklemlenmeyeceğiz, reaksiyonerlikten uzak duracağız diyoruz ya, işte hepimize bir teklif; futbol özelinde ‘boş işler’den feragat!

Bu, ufak(!) da olsa reaksiyonerlikten kurtulup aksiyonerliğe adım atacağımız bir fırsat! İçimizden ‘günaydın!’ diyenler, ‘şimdi mi?’ diyenler varsa onlara takdirlerimizi, övgülerimizi ve de gıptalarımızı sunuyoruz, kendimizin kabahatimizden büyük özürlerimizi de ekleyerek!

Bazen düşünülenlerin, hissedilenlerin, belki bilinenlerin(!) yaşama aktarılması çok kolay olmuyor! Mikrobun etkisi veya bağışıklığın çeşitli sebeplerle zedelenmesi neticesinde bünye etkilenebiliyor! Bir ‘musibet’ veya ‘dank’ ettirecek bir vesile gerekebiliyor!

İşte, iki kupayı da kulpundan tutmuş iken, ikisini de üstelik aynı takımın sebebiyle kaybetmek,  ‘dank’ ettirmiştir! Yine o çelmeleri(!) takan takıma zihnimde şimşekler çakarak, öfkem ayyuka çıkmış iken, gelinen nokta itibariyle teşekkür etsem gerek herhalde! Ve de, kuralları ve ezberleri bozarak, gelenekleri ve teamülleri yıkarak, tekelleşme tekerine çomak sokarak, devler(!) sandığımız engelleri devirme başarısı(!) yakalayan takıma, en azından ‘dank’ ettiren vesileye katkı sağladığından, kerhen de olmayarak teşekkür etmeliyim! Tabi, isterdim ki ‘heriflik’ bizde kalacak şekilde, kaybetmiş(!) olarak değil de kazanmış(!) olarak bu feragati yapabilseydim!

Malumu ilam etmiş gibi olacak amma, (Mü’minun 3, Furkan 72, Kasas 55 vb.) paralelinde  ’boş işler/lağv’ den kurtuluş muştusudur bu! (Bknz: M. Durmuş İktibas Mayıs 2010)

Tüm dünyada, ‘Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul!’ tarzında, milyonlar açlıkla boğuşurken, bir beni âdemin milyon dolarları götürmesini mi zikredelim!

Tüm spor camiasında, neredeyse darbı mesel haline gelmiş ‘kara para aklama’ olayına, yataklık yapıyor oluşunu mu analım!

Tüm aileleri ilgilendirecek boyutta ‘kumar’ olgusuna vesile kılınışını mı söyleyelim! (Bu arada T. Sofuoğlu adlı motosiklet yarışçısının adına ayrılan loto-toto-iddia payını kumar/haram diyerek almayışını ve de bu loto-toto-iddia olaylarından birinin Refah iktidarı döneminde çıkarılmış olduğunu da hatırlatalım!)

Tüm insanların, mevcut örülmüş/ördürülmüş ayrılık duvarları yetmezmiş(!) gibi, renklerin diliyle yeni ve ekstra duvarlar örmesini mi dillendirelim! (Daha yakında aynı tribünde otururken rakip takımın renkleri şeklinde giyinmiş birinin tribünden atılmasını unutmayalım!)

Tüm sosyal ve reel olguları göz önüne aldığımızda zaman, emek ve para ‘heba’ edilmesini mi beyan edelim! (Mesela bu paraların bir yatırıma, alaylı da olsa bir yaygın eğitime harcandığını tahayyül edelim, son sınavda(!) ‘sıfır’ çekenlerin havaya savurduğu parayı da düşünerek!)

Tüm spor müsabakalarının akabinde, gerek sevinenlerin, gerek üzülenlerin kaza kurşunu(!), sevinç kurşunu(!) ile işledikleri cürümlerin, haksız bir cana kıyılmasının hesabını nasıl veririzi mi hatırlayalım/hatırlatalım!

Tüm ev halkına işkenceye dönüşen o saatlerin, aile saadeti ve mutluluğu için, daha anlamlı uğraşlara, faaliyetlere dönüştürülebileceğini mi ekleyelim!

Tüm alanlara mahsusen üretildiği/parçalandığı gibi, spora has(!) bir ahlak anlayışının ucubeliğini mi düşünelim! (Buna ne kadar ahlak denilebilir, tartışılır! Etik denmesi bile kurtarmaz! İçi boşaltılmış, anladığımız ahlak anlayışından tamamen farklılaştırılmış, egoist, narsist, eyyamcı, hazcı, çıkarcı vb tüm olumsuz sıfatları hak edecek şekilde yeni anlamlar boca edilmiş bir haleti ruhiye, tam da reklamdaki ‘özgür kız’ tipolojisi!)

Tüm bunların yanında, bir diktatörün ‘Kitleyi yüz binlik beşiklerde uyuttum!’ vecizesini, ‘dank’ ettirmesi gereken dürtüsünü/dürtmesini mi ifade edelim!

Tüm futbol olayının putubol hale dönüşmesini mi tefekkür edelim! (Bknz: R. Yazçiçek Haksöz Mayıs 2010)

(…)

Bu netliği şimdiye kadar gerçekleştirememekten dolayı kınanmayı da kabul ederek, hep beraber, birbirimize destek olarak, uyararak, eleştirerek, şu spordan çıkarak bir deney/laboratuar canavarına dönüş(türül)müş olayı süreçlerine uyulmuş bir ‘üç talak’la boşayıp atalım! Ulusalcılığa, ırkçılığa hizmet eden millî/ulusal takımlar, yabancı maçlar ve de gerçek yabancıya karşı dost veya daha az yabancı takımları destekleme maluliyetlerini de ekleyerek !..

Tutun elimden, sakın caydırmayın! (Allah göstermesin!)

Haydin, sadece veda değil ‘elveda’ diyelim!..

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *