Bir söyleşi

Dilerim Müslüman kadın, yaradılışına en uygun yaşam biçimini kendi kitabının dışında ararken elindekileri de kaybetmez.

Bu konuyla ilgili çokça düşünmüşümdür hep. Hem düşünüp hem de defalarca yazmışımdır. Bugün tekrar üzerinde durmama neden olan Fox Tv’deki bir haber oldu. Haberde Antalya’daki Rus gelinlerden ve onların aile yaşamlarından bahsediyordu. Yurtlarını yuvalarını terk edip geldikleri bu ülkede mutlu olmanın yolunu bulmuşlar, hayatlarına gelen bu fırsatı nasıl değerlendireceklerinin farkına varmışlar. Yani derya içindekilerin fark etmedikleri deryayı anlaşılan onlar fark etmişler. Karşı cins ile yarışı bırakıp, kadın olmanın fıtri avantajlarını kullanmayı yeğlemişler. Güler yüzle işe uğurladıkları eşlerini, akşam eve dönüşlerinde güler yüzle karşılayıp, onların sevdikleri yemeklerle kurdukları sofralarla gelen huzur, Rus gelinlerin yüzlerinden okunuyordu.

Bu kadınların İslam ile bir bağlarının olup olmadığını bilmiyorum. Genelde olduğu gibi sorsanız Müslüman olduklarını söyleyebilirler. Ne yazık ki doğuştan Müslüman olanların bile bilmedikleri Müslüman kadın olmanın getirdiği sorumlulukların bilincinde olduklarını, bunun için böyle davrandıklarını söyleyemem. Çünkü yaşam tarzları, dış görüntüleri bunun aksini söylüyor. Ama onlar yaratılıştan gelen, çoğu Müslüman kadının bile fark edemediği fıtri özelliklerinin farkına varmışlar.

Kendini Müslüman feminist diye sıfatlandıran genç ve tesettürlü bir bayan ile yaptığım söyleşi benim bu iddiamı destekleyecektir.

– Ben feminist bir Müslüman kadınım.

– Neden! Sadece ‘müslümanım’ demek yetmiyor mu, Müslüman kadına?

– Bana yetmiyor. Çünkü ben erkeklerin sahip olduğu bütün haklara talibim. Eşitlik istiyorum. Onların yapabildikleri her şeyi biz kadınlar niye yapamasın? Niye onların başardıklarını biz de başaramayalım? Artık ezilmeye son. Artık esarete son!.. Şiddete, töre baskılarına son diyoruz biz feminist kadınlar olarak. Hemcinslerimizin yanındayız sonuna kadar.

– Peki, feminizmi bir kenara bırakalım. İslam kadına, bu saydıklarınızın içinde hangi hakkı çok görmüş? Allah Kur’an’da kadını ve erkeği eşit biçimde muhatap almıyor mu? Kadın şu işi yapamaz, bu işi yapar mı diyor? Kadına eğitimi yasaklıyor mu, iş hayatını yasaklıyor mu? Kadına şiddeti,  ayrımcılığı mı tavsiye ediyor?

– Ama erkeklere birden fazla evliliğe izin veriyor. İki kadını bir erkek şahide denk olarak görüyor.

– Ben derim ki istersen bu konulara böyle yüzeysel bakma. Neyin ne olduğunu, insan fıtratını ve Kur’an’ın bu fıtratı en iyi bilen tarafından indirildiğini unutmadan  kafandaki soruların cevabını bulmaya çalış. İnan, aradığın her şeyin cevabını, inandığın dinin içinde bulacaksın.

Dilerim Müslüman kadın, yaradılışına en uygun yaşam biçimini kendi kitabının dışında ararken elindekileri de kaybetmez.

Paylaş :

Leave a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *